SITE İÇİ ARA

25 Ağustos 2010 Çarşamba

USA - POLONYA 3-2

Maçın 3-0 polonya lehine bitecekken 3-2 b.amerika lehine bitmesini konu yapacak değilim.En azından önceliğim bu değil...Önceliğim estetiğin - ki en çok bayan voleybolunda var - bu amerikan takımı yüzünden kaba kuvvete yenilmesi...görüldüğü gibi polonya takımı aslında voleybolu amerikalılardan daha iyi biliyor...oynarken hem kendileri zevk alıyor hem de izleyenler estetik ve kaliteyi (arada duraklama dönemleri olabilir) net olarak görüyor..aynı şeyleri amerikalılar için kim diyebilir ? fivb sağlık komitesinin çözemediği bir doping ilacı kullanmadıklarını bilebilir miyiz? bilemeyiz...ama bu amerikan takımının eski doğu alman atletler gibi kadınlık ve dişilik (dolayısıyla estetik)yoksunu bir takım olduğu gerçeğini değiştirmez..1-2 oyuncu dışında herhangi bir erkek takımına koysanız hangisi sırıtır ? heather bown denilen oyuncuyu kadın olarak nasıl değerlendirebiliriz? hadi değerlendirdik diyelim bu ne kadar içimize sinecek ? burada 24-22 den maç veren polonya için elbette çok ciddi uyarılar yapmak gerekir..maç bitmeden bitmez kızlar..bunu hele hele fizik kuvveti ve genişliği bütün parkeyi kaplayan amerikan sözde kadın takımına karşı hiç unutmayın..ama geçen geçti..bence polonyanın şampiyonluk şansı kalmadı...çünkü bu amerikayı ancak en iyi dönemindeki, karınca gibi çalışırsa italya ve olimpiyat şampiyonu kimliğini ortaya koyarsa brezilya yenebilir..çünkü bayan voleybolundaki denge unsuru bu dev kadınlar yüzünden sekteye uğramış durumda...kimse küba örneği vermesin...küba 90 larda - tarihin en büyük takımını bizlere izletirken - estetiği ve oyunun güzelliğini sonuna kadar gözler önüne seriyordu..bunlarla karıştırmak voleybola ihanet olur...jennifer tamas dışında - ki O da oynamıyor - sevimli tek bir isim yok..logan tom amerikalı değil sanki doğu alman atlet..bu kadar mı meymenetsiz olur bir takım ? polonya öncelikle disiplini maçı kazanana kadar bırakmamayı öğrenecek..bugün öğrenmediği için bana göre 2010 wgp şampiyonluğu fırsatını kaybetti..1 sayı almayı başaramayınca fazladan 2 set oynamak ve 1 saatte bitmek üzere olan maçı 2 saat 10 dakikada hem de kaybetmek takım psikoloğunu işin içine sokar ama çıkaramaz...anna baranska bu takımın sertlik ve fizik güç örneği olarak her ne kadar fazla destek bulamasa da daha iyi şeyler hakettiğini söylemeliyim..ewa bizim arda turan gibi...aklı nerde belli değil..oynuyor ama öylesine...anna baranska'nın motivasyonu kendisinde olsa bu kadar laubali maç verilmezdi..3. set için konuşuyorum yoksa sonraki setlerde o durumdaki kızlardan maçı kazanmasını beklemek en azından insan psikolojisini bilmeyenlerin işi bizim değil...victoria ravva sonrası hatun olarak kendime bednarek'i seçmiştim...yani benim ideal ilk 6 kızlarımdan bir tanesi.. bednarek kendisi sağolsun emin adımlarla ilerliyor...müthiş bir fiziği var...oyunu da gelişiyor...amerikan takımı için yeterince yazdım...ben samimiyetlerinden emin olmadığım için,kazansalar bile hangi şartlarda kazanacakları konusunda kuşkularım olduğundan fazla konu etmeyeceğim..japon takımının temiz oyunu ve rakibe saygısı ne şımarık amerikada ne de polonyada mevcut değil..japonyanın şimdi biten maçta brezilyayı geriden gelip yenmesi ile konusunu ettiğimiz maçtaki geriden gelip yenme aynı şeyler değil...çünkü ne amerika japon kızların oynadığı tertemiz ve estetik voleyboldan nasiplenmiş, ne de polonya bir brezilya takımı....

20 Ağustos 2010 Cuma

DEĞİRMEN STİLİ


SOKOLOVA CHACHKOVA'DAN SONRA EN İYİ SMAÇ YAPAN OYUNCU
Gövde bir bütün olarak yukarı doğru ivme alır ve sıçramanın en üst noktasında deltoidten gücünü alan kol yaklaşık 90 derecelik bir açıyla hareket edip el tepe noktasında top ile buluştuğunda top rakip alana yıldırım gibi düşer...bu esnada diğer kol önemli bir kuvvet-destek sağladığı için fazla hareket etmez...bu sebeble vücut çok estetik bir duruş yakalar ve izleyene müthiş bir seyir zevki verir...İşte dünyanın yaşayan efsane sokolova'dan öğrendiği en kuvvetli smaç stili budur...günümüzde tek uygulayıcısı resimdeki kızdır...

19 Ağustos 2010 Perşembe

AZZURRE'DE SON DURUM

Massimo Barbolini
“Siamo arrivati alla settimana decisiva, quella che indicherà le squadre che raggiungeranno la Final Six, ci sono ancora due posti in bilico e noi speriamo di prenderne uno. Ci aspettano tre partite ostiche contro squadra di cui conosciamo bene il valore. La prima contro l’Olanda, che abbiamo battuto nella finale degli ultimi Europei, vincendo questa gara probabilmente il più sarà fatto, altrimenti avremo ancora due incontri con Giappone e con Dominicana per conquistare i punti indispensabili.”
''6'lı finale yükselecek takımların belli olacağı kritik haftada,kalan son 2 takımdan biri olacağımızı umuyorum.İyi tanıdığımız takımlara kaşı 3 zorlu maç yapacağız.İlk rakip geçen sene finalde yendiğimiz hollandayı geçersek büyük oranda çıkacağız aksi halde japonya ve dominik ile 2 maçımız daha var.''
evet barbolini böyle söylemiş.enrica merlo yeni saç stiliyle takıma katılmış durumda..ayrıca francesca tamamen iyileşti(öyle diyorlar).evet dananın kuyruğu kopuyor..brezilya,japonya,polonya ve çin'den sonra 2 takım daha bekliyoruz...benim favorilerim tabii 'azzurre' ve birleşik devletler...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

LİBERO KRİZİ..MERLO JAPONYA'DA



Volleyball.it böyle haber yapmış..haberin içeriği şöyle..Hollanda ile 2009 rövanşına çıkacak olan italyada cardullo'nun sakatlığı tam iyileşmediği için barbolini brezilyadan direkt olarak milanoya yolladığı merloyu tekrar çağırdı.Yoyogi salonunda sırasıyla hollanda,japonya ve dominik ile karşılaşacak olan italyanlarda özellikle hollanda maçı çok kritik.6 lı finale gitmek için mutlaka hollandayı geçmek zorunda 'azzurre'...tek sorun cardullo değil...ayrıca francesca da yüksek ateşten yeni kurtuldu..tabi dün sadece açma-germe ve düz koşu yapmış...yani cuma günü ne durumda olacak belli değil..merlo konusunda sorun yok...ben ilk libero olarak zaten merloyu tercih ederim...takım içinde pozitif katkı sağlayan müthiş bir kız..hollandayı mutlak geçmeliler..sonra tekrar japonlarla maç var...6 ağustostaki japonya maçı francescanın 400. karşılaşması olarak tarihe geçmişti..o maçta saori 28,francesca 19 ile oynamıştı..japonya-italya maçları voleybol maç arşivimde her zaman olduğu için bu maçı da iple çekiyorum..iki çok zorlu maç bizi bekliyor...ama 'eleo ve arkadaşları' bu işin üstesinden gelecektir...hollandayı geçerse tek rakip almanlar kalacak ama onların 3 maçı kazanıp,italyan kızların 2 maç kaybetmesi gerekecek...yani almanyanın amerika maçı olduğunu düşünürsek bu hayal..belki kozuch 3 maçta 90 sayıyı geçer ama 'prenses' gibi sadece kendi hanesine yansır bu, takıma değil...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

SAORI KIMURA



Bazı oyuncular vardır hiç bir zaman hak ettiği övgüyü alamaz...bazıları ise çok şanslıdır...doğru dürüst hiç bir başarısı olmasa bile çok büyük oyuncu diye yedirirler bize...çoğunu afiyetle de yeriz...çünkü kız güzeldir kıyamayız...yani adaleti güzelliğe kurban ederiz...bazı oyuncular vardır her maçı 20 li sayıların üzerinde tamamlar..tamamlarken maçı da kazandırır...sürekli gülümser...arkadaşlarına pozitif katkı sağlar...kimseyi ezmez...bilir ki o yanındakiler olmasa tek başına bir 'hiç'tir...işte kimura hak ettiği değeri tam alamayan oyunculara en güzel örnektir...italya ve polonya maçlarına baktığımızda ne denli dominant olduğunu görebiliriz...iki maçta da toplam neredeyse 60 sayısı var...ama bakın takım iki maçı da kazanmış ve oyuncuların yüzlerinde güller açıyor oynarken...yani geviş getiren oyuncu yok....çakma prenseslik taslayan da yok...30 sayı yaparken takımına maçı kazandırıyor..yani yanındaki oyuncuları bozmuyor başka çok bilmişler gibi...kendine oynamıyor yani...takımı için , ülkesi için oynuyor...takımı ya da ülkesi umurunda olmayan nice oyuncu var piyasada...saori kimura 24 yaşında...yani henüz voleybolunun olgun dönemine girme evresinde...japonlar da, çinliler de büyük bir başarı kazanmayı hak ediyorlar...çünkü çok çalışıyorlar ve bizim ülkemizdeki gibi artistlik taslayan ne oyuncuları var , ne yöneticileri var , ne de yorumcu bozuntuları var..o yüzden grand prix'lerin biri geliyor diğeri gidiyor ama bizimkilerin esamesi yok...sonra da biz büyük takımız....büyük olan türkiyedir voleybol milli takımı değil..saori kimura'dan çok şey öğrenmesi gereken oyuncularımız var...önce geviş getirerek,etrafındakileri yok sayarak bir feçeş olamayacağının şuuruna varması gerekenler var...set aralarındaki ördek gibi hafif koşarak karşı alana geçmeleri ise gerçekten çok tatlı..saori kimura şahsında japonları hayranlıkla izlemeye devam ediyorum...

FEDERICA PELLEGRINI



Laure manadou'nun fransa adına bırakmasından sonra havuzun tek kraliçesi olarak kalan federicayı bilmem budapeştede avrupa yüzme şampiyonasında izleyen oldu mu...200 metre serbestte 37.5 derecelik ateşiyle (yarış sabahı 37.8 e çıktığını sağlık ekibi açıkladı) altın madalya alması kendisini yüzmenin sophia loren'i yapmaya yetti hatta arttı bile...gerçekten 22 yaşındaki bu güzel kız nişanlısı luca marin ile birlikte iyi işler çıkardı.800 metrede gelen bronz da yakıştı..federica pellegrini şu anda rusların yeni yıldızı olmasına en azından benim kesin gözüyle baktığım yuliya efimova ile havuzun izlenebilirliğinin en ciddi referansları...federicanın söz verdiği gibi londra 2012 de 200,400,600 ve 800 yarışmasını iple çekmekten başka bir şansımız var mı?
cara federica grazie per grandi monumenti incredibili...

14 Ağustos 2010 Cumartesi

BİRLEŞİK AMERİKA - İTALYA 3 - 1

Baştan söyleyeyim ki bu yenilginin tek nedeni yorgunluk...brezilyadan parise ordan da hong konga ve nihayet taylanda 24 saatlik yolculuk kızları bitirmiş..yüzlerine bakınca bunu gördük..Özellikle arka arkaya çıkılan uzun yolculuklar sırasında uyku ve hormon dengesi bozulur,hareketsizlikten dolayı ayaklardaki kan dolaşımı olumsuz etkilenir.karın ağrısı,şişkinlik ve mide bulantısını saymıyorum bile..üstelik bu sporculara özel ilaçlar verilerek bu kızların regl dönemleri ile istedikleri gibi oynamakta meslektaşlarım..sözün kısası uzun uçak yolculukları kadınları çok etkiler.diyeceksiniz ki amerikalılar da uzun süre uçtu..uçtu ama italyanlar kadar uçmadı..ayrıca iki takımın oyuncularının fiziki özelliklerini karşılaştırınca amerikalıların çok daha dayanıklı olduğunu göreceksiniz..herneyse..Şu salon bizim burhan felekten daha hallice ama ben maç mükemmel olduğu halde tam olarak havaya giremedim.İşyerinde ne kadar havaya girilir o da tartışılır tabi ama atmosfer çok sarmadı.neyse...1. seti izlerken parkede eleo mu var yoksa xavi hernandez mi var ayırd edemedim...bu kız için önceden bir şiir koymuştum bloga... ama bir şiirin yetmediği çok açık...platonik bir bağ ile izlemekteyim kendisini...ilk set lo bianco resitali dışında takımda bir dağınıklık belirtisi ile geçip gitti..sonraki setlerde kendini hissettiren yorgunluk,amerikanın sert savunması ve etkili hücümları ile birleşince ''azzurre' normal şartlarda kazanacağı maçı kaybetmiş oldu...birleşik devletlerin neredeyse bütün oyuncuları kalıp olarak çok genişler (logan tom vs hariç)..toplamda 28 blok ! kimlere karşı ? antonella,francesca ve smaçın sokolova sonrası estetik harikası serenalara karşı...serena 53 şut girişiminde 22 smac,4 hata yapmış...logan tom ise italyanlara karşı haliyle daha hırslı ve daha agresifti ama 46 teşebbüste 5 hatası var..eleo 14 şut girişimi yapmış...grass için bu sayı 7...57 italyan blog denemesine 75 ile resmen toplu kıyım yapmışlar (amerikalılar alışık zaten katliam yapmaya)...yani bizim kızların aklı başka yerdeymiş (aşırı yorgunlukta beyine yeterli oksijen gitmediğinden, beyin düşündüğü şeyleri vücuda yaptıramaz)...porto rikoyu 3-0 geçmek bir ölçü değil...kızlar bir an evvel toparlanmak zorunda...kozuch'un almanyası ya da prensesin türkiyesi gibi ben çalarım ben oynarım zihniyetinde kimse olmadığı için bu büyük takımlarda ( büyük takım olmanın gereği budur zaten ) takım içinde çok dengeli bir dağılım iki taraf için de ilk göze çarpan durum..

11 Ağustos 2010 Çarşamba

GRAND PRİX 2. HAFTA İTALYA

Nihayet brezilyadan paris ve hong kong aktarmalı tayland yolculuğu sonunda bitti.Şu sıralar kampta iki şey dışında her şey yolunda...aşırı yorgunluk ve takımın neşe kaynağı enrica merlo'nun kadrodan sakatlık nedeniyle çıkması...
Sırasıyla rakiplere gelelim ;
cuma-amerika , cumartesi-porto riko ve pazar-tayland...
3 maç ta la7 tv italia dan canlı yayınlanacak..ntvsporun tuhaf programındansa (gerçi abd maçını veriyolar) italyanın 3 maçını da izlemek daha mantıklı olur italyan kanalından..
Barbolini önceden de bildirdiği gibi Bechis ve Di Iulio'yu italya'ya yolladı,ayrıca merlo da talihsiz kas problemi nedeniyle eve döndü...Yerlerine Gioli,cardullo ve tabii ki de eleonora lo bianco taylanda uçtular..Cardullo'nun gözünde bir problem vardı,kadrodan çıkarılmıştı...şimdi bilinen takım tekrar biraraya gelmiş oldu..brezilya maçında bütün takım diri,moralli ve yüksek performans sergiledi.natalia maçın francesca ile birlikte yıldızıydı.takımımı japonlara karşı beğenmedim ama nerden bilelim ki saori kimura bizim prensesimiz gibi oynayacak ve show yapacak (mübarek ay şimdi prensesi hatıra getirip moral bozmak yersiz aslında ama aklıma geldi işte)! bu yetmezmiş gibi japonlara yukiko da müthiş destek sağlayınca böyle oldu...böyle oldu ama asıl sorun antonella'nın etkisizliği ve müthiş serena'nın çok kötü gününde olmasıydı...gerçekten bu kız konu olunca şu omuzdan kuvvet alarak yaptığı ve neredeyse sokolova'nın kopyası olan smaç stili -ki ben buna değirmen diyorum- izleyenleri mest ediyor..smaç deyince çok iyi isimler var ancak bu kızlar kadar estetik smaç görmek mümkün değil...kuvveti omuzdan aldığı için de bazuka gibi iniyor top rakip alana...serena'nın deltoid kasının kendine has özelliği smaçlarını çok daha estetik yapıyor...aynı şeyleri diğerleri için söylemek zor ( mesela nesnes,antonella,gamova v.s gibi )çünkü bir estetik yok smaca çıkarken dağınık sıçrıyorlar..serena öyle değil...efsane sokolova'dan bu özelliği aldığını söylemek hata olmaz...

HAYIRLI RAMAZANLAR

Ubade b. es-Samit (r.a)'dan: Resulullah (s.a.s) Ramazan ay'ının yeni girdiği bir gün şöyle buyurdu:

"Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Allah'a hayır ameller takdim ediniz. Şaki, günahkar, bu ayda Allahın rahmetinden mahrum olan kimsedir" (Taberani'den naklen et-Tergîb, II, 99).

10 Ağustos 2010 Salı

CANGEMA






Kore'nin Joseon Hanedanı'nın ilk bayan saray hekimi Jang-geum'nın (okunuşu: Cangema, oynayan: Lee Young-ae) üzerine odaklanan SARAYDAKİ MÜCEVHER dizisinden bahsetmek istiyorum...Ana tema, Jang-geum'nın sebatı olmakla beraber geleneksel Kore kültürünün özellikle de Kore saray mutfağının ve tıbbının betimlemesidir.Daha önce bu sayfalarda fringe ve the mentalist hakkında bir iki şey yazmıştım,arada farklı konulardan bahsetmek iyi gelir.Aslında bize bilinçli bir şekilde yanlış öğretilenin aksine dünya ileriye doğru değil tam tersi geriye doğru gitmektedir.Konu ettiğim dizi gerçek bir yaşam hikayesinden, zamanın - ki 1500 -1550 yılları arasıdır - hanedanlık kayıtları göz önüne alınarak yemek kültürünün ( bize biraz ters olduğunu itiraf etmeliyim,genelde yemekler alkol ve tuhaf hayvan etleri ile yapılıyor) ve özellikle zamanın tıbbının ne kadar ileri seviyede olduğunu açık olarak göstermektedir.Zaten dizide beni asıl cezbeden de bu tıbbi yön oldu.Gerçekten günümüzde hayalden öte geçemeyen nabızdan hastalık teşhisi ve akapunktur ile zehirlenme tedavisi ,tamamen bitkilerden elde edilen kanser tedavisi ilaçları gibi bir çok konuda bu 2000 li yıllarda ne kadar gerilediğimizi anlıyoruz.İlerleyenin tıp ya da başka bir şey değil sadece zaman olduğunu resmi kayıtlara dayanan 500 yıl öncesinin tıbbi üstünlüğünü göstererek biz çok başarılı bir şekilde anlatıyorlar..Ayrıca saray temelinde dönen dolapların,entrikaların ve kadınların nasıl bir dominasyona sahip olduğunun da mükemmel bir başarıyla temsil edildiğini görmekteyiz.Günümüzdeki aşılmaz bürokrasi,her köşeyi saran örümcek ağlarının ve akreplerin ne durumda olduğunu şu diziyi izleyerek bile anlayabilmek mümkün.Özetle tıp , mutfak kültürü , entrika ve korenin en büyük iki kadın yıldızının ( lee young ae yani cangema ve kyeon mi-ri yani leydi ço )oynadığı bir dizi ilginizi çekerse bir göz atın derim,pişman olmazsınız..

9 Ağustos 2010 Pazartesi

WORLD GRAND PRİX BREZİLYA - İTALYA 1 - 3




Yoğun iş temposu nedeniyle şu sıralar çok fazla ilgilenemesem de bayan voleybolunun şu anda en iyi 2 takımı karşılaşınca (rusyaya biraz haksızlık yapmış olabiliriz), kayıtsız kalmak ve bir şeyler yazmamak olmazdı.Iki takım da muhteşem bir voleybol ziyafeti sundu.Bu takımları izlemek gerçekten büyük keyif..Ortolani smaçlarını çok sertleştirdi,gerçekten bu kız costagrande gibi..smaç vuruş şekli (değirmen stili) chachkovaya çok benziyor,hoşuma gitti...
Brezilya Dani Lins,mari,thaisa,sheilla,jaqueline ve fabiana ile başlarken , takımım italya da rondon,antonella,barazza,ortolani,francesca,valentina-merlo ile başladı.İtiraf etmeliyim ki o salonda voleybol oynamak bir yana seyretmesi harika...Maça geçmeden merlo şu saç ve göz boyası olayını herkesten iyi beceriyor.Fiziki olarak ta ilk 3 sıraya jaqueline,natalia ve dani linsi rahatlıkla koyabiliriz..Francesca ise hala italyan basınına 'çocuk doğurmak istiyorum ama çocuğuma ideal baba nereden bulucam hala bilmiyorum 'demekle meşgul olduğu halde müthiş oynamaya devam ediyor.kendisine teo mammucari'yi öneriyorum..profesyonellik işte.bizim çakma süperstar gibi 2 dakikada havaya girip,küçük dağları ben yarattım triplerine girmiyor...antonella ve barazza gerçek profesyoneller..amatör türkiyede işleri zor...üstüne bir de antonellanın napolili olması nelere sebeb olacak göreceğiz bu sene..31 yaşındaki francesca ve 29 luk antonella dışında kadro hep genç..benim gelecekteki favorim bosetti 21 yaşında..ortolani nesnesten iyi dediğimde çoluk çocuk burun kıvırmıştı ama görüyoruz durumu..O da gencecik..işte giulia...nasıl insiyatif veriyorlar ibret alalım..Şimdi thaisa - fabiana ve barazza-valentina ortaları gerçekten son derece korkutucu ve etkili...ben italyan kızları çok diri ve formda gördüm.ancak brezilyada 6-8 ilk teknik mola dönüşü jaq ve ze roberto arasındaki ikili diyalogtan da anlaşılacağı gibi gereksiz bir telaş ve sinir vardı.eleonorasız italya böyle ise düşünün gerisini...dai ragazze...